Kariyer Seçimleri.
Bugün, öğretmenim Okamoto’yla birlikte öğrencilerin ve ailelerinin katıldıkları özel bir toplantı vardı.
Öğretmenimizle geleceğim hakkında konuştuk:
- Yetenek: Herhangi bir devlet lisesine girebilecek kadar iyiyim.
- Sağlık: Her ne kadar şu an sadece dengesizce yürüme problemim olsa da bunun sonradan nasıl ilerleyeceğinden emin olamadığımızdan, okula gidip gelme mesafesini de düşünerek, evimize yakın olan bir liseyi seçmenin daha iyi olacağını düşündük. Eğitim sistemi, öğrencilerin büyük bir bölge dahilindeki herhangi bir okula girmesine izin veriyor. Bunun için nedenlerimi belirten bir beyanı teslim edip, diğer işlemleri de önceden halletmeliyim. Böylelikle evden uzakta kalan bir okula gidip gelmek zorunda kalmayacağım.
- Daha iyi bir muamele için özel bir okulun sınavına girebillirdim, ama annemle beraber sadece devlet lisesinde karar kılmıştık. Fakat öğretmenimin tavsiyesini duyduktan sonra fikrimizi değiştirdik. Öğretmenim, anlamlı bir deneyim olacağından özel bir okulun sınavına girmemin iyi olacağını söyledi.
Diploma.
Aya’nın günlüğü, mezuniyetten önce.
14 Mart Çarşamba. Hava güzel.
Nasırım ağrıyor! Yürüğüm zaman sürekli olarak acıyor.
Mezuniyet töreninde doğru dürüst yüreyebilecek miyim, diye merak ediyorum.
Ariari to
Hana ni hana
Tori ni tori
Yazan: Koji.
Bu şiir hoş bir şiir kartına yazılmıştı. Arkasında da, “Aya, mezuniyetini kutlarım,” yazıyordu.
Öğretmenim Okamoto onu sadece bemin için yazmıştı… Çok mutluydum. Öğretmenimiz biraz ürkütücü görünüyordu, ama gerçekte çiçekleri çok seven kibar bir insandı. Minnetraklıka gülümseyerek ona içten bir şekilde teşekkür ettim. Sonra da benim için sözcüklerin anlamanı açıkladı.
“‘Ariari’ berrak demektir. Şiir de şu anlama geliyor: çiçekler (hana) vardır ki onlara insanların çiçekler diye seslenip, isim verdikleri ve bir de kuşlar (tori) vardır ki gökyüzünde uçan kanatlılara kuşlar diye seslendikleri.”
Okulun çatısı ve canlı yeşil ağaçların arasından mavi gökyüzüne baktım. Şiirin kastettiği şeyi pek anlayamamıştım, ama öğretmenimin “devam et Aya,” diyerek beni cesaretlendirdiğini hissettim.
Ben de kendimi cesaretlendirmek için, "evet, edeceğim!" diye mırıldandım.
Öğretmenim daha sonra, “yazı ile ilgili ne düşünüyorsun?” diye sordu.
Karakterleri öyle bir üslupla yazmıştı ki; “sanırım bir fırçayla yazdınız,” dedim.
Gülümsedi ve “aslında,” dedi, “birkaç tane kürdanı alıp, uçlarını yumuşatmak için çiğnedim ve en iyi mürekkep taşıyla siyah bir mürekkep kullandım.”
Onun bu mükemmel fikri beni etkilemişti.
“Kartı duvara asmak için arkasındaki kurdeleyi farkettin mi?” diye sordu.
“Evet, farkettim,” dedim.
Bunun üzerine gülümsedi ve yürüyerek uzaklaştı.
Ortakul mezuniyet törenimin bu güzel anısını asla unutmayacağım. Okamoto öğretmenim, lütfen gelecekte de manevi desteğinizi benden esirgemeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder