Doktorla görüşme. Annem ile birlikte Nogaya'daki hastaneye gittim. Saat 9'da evden ayrıldık. Küçük kız kardeşim Rika kendisini iyi hissetmiyordu, ancak ben hastaneye gittiğimden dolayı o da anaokuluna gitmek zorunda kaldı... Zavallı kız! Saat 11'de Nagoya Üniversite Hastanesi'ne vardık. Muayene için üç saat kadar beklemek zorunda kaldık. Kitap okumaya çalışıyordum, ancak o kadar endişeliydim ki bir türlü konsantre olamıyordum. Annem, (şu an Chubu Ulusal Hastanesi'nin yöneticisi olan) "Profesör Itsuro Sofue ile görüştüm," dedi ve beni rahatlatmak için, "meraklanma iyi olacaksın," diye ekledi. Fakat... Sonunda ismim anons edildi. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Doktorun odasına girdikten sonra annem sorunlarımı doktora anlatmaya başladı:
- Düştüm ve çenemi kestim. (Normal bir insan düşerken içgüdesel olarak düşüşünü engellemek için kollarını uzatır, fakat ben yüzümü doğrudan yere çarpmıştım.)
- Dengesiz bir şekilde yürüyorum. (Dizlerimi fazla bükemiyorum.)
- Kilo kaybediyorum.
- Hareketlerim yavaş. (Hızlı bir şekilde hareket etmek için sanki yeteneğimi kaybetmiştim.)
Onu dinlerken şaşkınlıktan kalakalmıştım. Annem her zaman çok meşgul bir insandır, ancak yine de beni çok dikkatli bir şekilde gözlemlemişti. O kadar ki onun anlattıklarını sanki kendi ağzımdan söylemiş gibiydim. Hakkımdaki her şeyi biliyordu. Kendimi o an hiç olmadığım kadar güvencede hissetmiştim. Bir de bütün bunları annemin yanında, hem de hiçbir şey gizlemeksizin doktora nasıl anlatacağımı düşünürken bütün endişelerim bir anda sona ermişti. Yuvarlak şekilli bir sandalyenin üzerine oturdum. Doktora baktım. Gözlük takıyordu. Yumuşak bakışlarının altında sıcak bir gülümsemesi vardı. Bu yüzden olsa gerek kendimi biraz daha rahat hissetmiştim. Doktor gözlerimi kapatmamı ve her iki elimi olabildiğince uzatarak başparmaklarımı birbirine denk getirmeye çalışmamı söyledi. Sonra bir süre tek bacağımın üzerinde durmak zorunda kaldım. Yatağın üzerine yattım. Bacaklarımı uzatıp, büktü. Küçük bir çekiçle hafifçe dizlerime vurdu. Tamamen onun elleri altındaydım. Muayene bittikten sonra doktor; "şimdi bir CT taraması yapalım," dedi. (X-ray makinesi kullanarak organları görüntülemeye yarayan bir makina.) Kişinin böylesi bir incelemeden geçmesi için ciddi bir sorunu olması gerekmez mi?... Büyük bir makine yukarıdan aşağıya doğru yavaşça indi. Başımı tamamen kaplamıştı. Uzayda yolculuk ediyormuş gibiydim. Bana yardım eden beyaz önlüklü adam, "sakince uzan ve kımıldama," dedi. Dediğini yaptım. Ama bir süre sonra uykum gelmeye başladı... Kontrolden sonra bir süre daha bekledik. Sonra bir kaç tane ilaç aldık ve eve döndük. Listeme bir satır daha ekledim: Beni iyileştirdikleri sürece, midemi ağzıma getirseler bile ilaçlardan asla şikayet etmeyeceğim. Tanınmış Nagoya Üniversite Hastanesi doktorlarından Sofue, lütfen Aya'nın hayatını kurtarmaya yardım et, bunun için sana yalvarıyorum. Bana söylediğin gibi ayda sadece bir kez seni görmeliyim, çünkü hastane çok uzakta ve ben okula gitmek zorundayım. Kesinlikle gelip seni göreceğim ve bana söyleyeceğin her şeyi yapacağım. Bu yüzden lütfen beni iyileştir. Sana yalvarıyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder